Galatasaray hangi bölgeye transfer yapmalı?

Sizce; Sneijder yeni bir Hagi olabilir mi?

5 Nisan 2012 Perşembe

9 Mart 2012 Cuma

Galatasaray "SPOR" Kulübü

Bu sezon bütün kulvarlardaki aldığı başarılı sonuçlarla bir spor kulübü olduğunu kanıtlayan Galatasaray'ımızdan bir başarı daha.

Galatasaray MP Kadın Basketbol takımımız bugün oynanan Spor Toto Kadınlar Basketbol Türkiye Kupası yarı final maçında, rakibi Botaşspor'u 66-85 mağlup etti. Final maçı yine Antakya'da pazar günü saat 14.00'te ezeli rakibimiz Fenerbahçe ile.

Daha önce Avrupa Şampiyonluğu kazanan Bayan Basketçilerimize güvenimiz sonsuz...

8 Mart 2012 Perşembe

Yürüyoruz sessiz ve kederli...



Artık büyümenin vaktinin gelip çattığı şu günlerde - 7 ayı devirdik - ilk adımı atmaya karar verdim ve Galatasaraylı Bloglar'ın buluştuğu www.beyogluahalisi.com'a başvurumu yaptım. Beyoğlu Ahalisi olmak bana ve bloguma birçok şey katacaktır buna eminim. Henüz bir cevap mail'i gelmese de aralarına girebileceğim konusunda umutluyum...

7 Mart 2012 Çarşamba

Sportif A.Ş'den İstifa...

Galatasaray, Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı açıklamada Adnan Öztürk'ün de yer aldığı Sportif A.Ş'deki istifaları borsaya bildirdi.

GALATASARAY SPORTİF SINAİ VE TİCARİ YATIRIMLAR A.Ş. tarafından duyurulan ve üye değişikliği başlığıyla KAP'a yapılan açıklama şöyle:
 Sn. Adnan Nas ve Sn. Adnan Öztürk, Şirketimiz Yönetim Kurulu Üyeliğinden istifa etmiştir.

6 Mart 2012 Salı

Sivasspor - Galatasaray | Çileli Zafer

Öncelikle yazıya o zorlu, o çileli yolculuktan bahsederek başlamak istiyorum. Önce uçak rötar yaptı 1-1,5 saat kadar, sonra kötü hava şartları nedeniyle uçak Sivas'a değil Kayseri'ye indi - ki burda övgüyü hakeden bir taraftarımız var Kayseri'de takımı yalnız bırakmadılar - Daha sonra tedbirli bir kara yolculuğu ve 11 saatte Sivas.

Bu zorlu yolculuğunda etkisiyle yükselişe geçen Sivasspor deplasmanına dair kaygılar oluşmaya, hatta iyice artmaya başladı içimizde. Ligin ilk yarısı kendi sahamızda 2-1 yenmiştik ama yine de korku sarıyor insanı yavaş yavaş. Sonuçta deplasman.

4 Mart 2012 Pazar

Katledilmiş Forma

Çook uzun zamandır blog yazısı yazmadığımı farkettim ee sonuçta sınavdı falan yoğun insanım vesselam. Öyle internette dolaşırken gördüğüm bi resim aklıma değişik şeyler getirdi çok önceden beri sahip olduğum bir fikri... Uzun zamandır yazmayışımdan bu saçmalamalarım.

Neyse gelelim konuya. Galatasaray 100. Yıl Forması

Aslında tasarım, yaka olarak gayet güzel ama büyük bir sorun var. Ortadaki büyük G ve S harflerinin tam ortasındaki fotoğraf. Hiç gözükmüyor neredeyse. Avea reklamı öyle bir kapatmış ki onu. İnsan bi düşünüyor acaba reklam olmasa nasıl olur? Veya olsa da ortada olmasa ne biliyim sağ veya sol köşede olsa...

En azından daha güzel olabilirdi. Nitekim bu örneği İtalyan devi FC İnternazionale'in 100. Yıl Forması'nda görebiliriz. Adamlar almış Pirelli'yi sol'a koymuş ve gayet hoş durmuş. Bizde de böyle bir şey düşünülebilirdi.

Ama unutmamak gerekir ki o yıllar bizim ekonomik olarak çok zor zamanlarımıza denk geliyor ve galiba böyle bir şey içinde ekonomik olarak elinizin rahat olması lazım ki sözünüz geçsin. Çünkü inanıyorum ki yöneticiler de o reklamın kötü durduğunu farketmişlerdir...

1 Mart 2012 Perşembe

ultrAslan'dan Açıklama

Gereğinin yapılması adına…

Galatasaray Başkanı Sayın Ünal Aysal, Yönetim Kurulu üyeleri ve sevgili Galatasaraylılar..

ultrAslan olarak Türkiye'de 3 Temmuz'dan bu yana yaşanan sürecin içine çekilmeye çalışılan kulübümüzde yaşananları yakından ama mümkün oldukça olaylara müdahil olmadan takip etme yolunu tercih ettik.


Bu tavrımız kimse tarafından yanlış anlaşılmamalıdır. Zira bizler Galatasaray terbiyesi, etik ve ahlaki değerlerine her zaman saygılı ve durmamız gereken yeri bilerek hareket ettik. Ancak yaşanan süreçte Galatasaray'ın adını geçmişte yaşandığı iddia edilen bazı olaylarla gündeme getirmeye çalışan ve kulübümüzün üstüne pislik atarak kendilerini aklama çabasına girenlerin tavırları karşısında bu açıklamayı yapmamız zorunlu bir hal almıştır.

29 Şubat 2012 Çarşamba

#YenilmezArmada'ya mektup...

Biz bir aileyiz, kenetlendikçe daha da büyüyen...

Sizler bu yola çıktığınızda, kimse size inanmamıştı ama şimdi zaman bizi final four kapısına kadar dayandırdı...

Bu mektup sizlere inanan MİLYONLARCA TARAFTAR TARAFINDAN , YENİLMEZ ARMADA'YA YAZILMIŞTIR :

Euroleague maceramız 30 Eylül günü Paok Selanik maçı ile başladı kimileri Galatasaray bu maçtan elenir dedi, Asvel'i yendik, Rytas'ı yendik ve evet EUROLEAGUE deydik !!!

9 Şubat 2012 Perşembe

Retro #4

Bülent Korkmaz

Efsane Kaptan,Büyük Kaptan... Hizmetlerini elbette saymayacağım gönlümüzde yeri büyük. 
Forma yakasıyla, koluyla herşeyiyle tam parçalı...  

Tam Parçalı, Tam Galatasaray 

8 Şubat 2012 Çarşamba

Ali Sami Yen mezarlığı...

Ne dünya devleri geldi geçti bu statdan...
Hepsinin ortak yanı ise...
Cehennem konuğu olmaları...




7 Şubat 2012 Salı

Ou! İlginç...

İlginç bi araştırma. Bi arkadaşımın önerisi üzerine google'a girip hemen şu soruyu sordum:

1994 Dünya Kupası Bulgaristan 
Kadro.

Ve iyi de bi cevap aldım. O kupa da 4.lük gibi iyi bi başarı elde eden kadro da bulunan 23 futbolcunun da soyadı -ov ile bitiyormuş. O kadro:
Burdan ulaşın kadroya uzun uzadıya yazamayacağım. Ama bu size ilk okuduğunuzda ilginç gelebilir fakat Bulgar futbolcularının %80-90'ının soyadı -ov ile bitiyor.
(Bkz. Berbatov, Petrov, Martinov vs.vs. ) Ama yine de tamamının aynı şekilde bitiyor olması ilginç gelebilir tabiki.

Bu arada bi dipnot ekleyelim. O kadronun 10 numarası Stoichkov. Yani Bulgar futbol tarihinin en önemli adamı -ki zaten o takım dünya dördüncüsü oldu ve bunda da Stoichkov şüphesiz sahanın en iyilerindendi. Ama ufak bi dipnot daha ekleyelim. Bu Stoichkov ile yazdıklarım ilerleyen zamanlarda Dünya Kupası'nın 10'ları post'uma bi ön yazı gibi olsun şimdilik. Bu arada eklemekte fayda var.

Saygılar, sevgiler...

5 Şubat 2012 Pazar

İyi ki Doğmuşsun Hagi...


   Sarı-kırmızılı forma altında bizlere nice sevinçler yaşatan 'Karpatların Maradonası' 5 Şubat 1965 tarihinde dünyaya gelmişti.
 

   1996 yılında Galatasaray'a transfer olan Rumen yeteneğin o zamandan bu yana sarı-kırmızıların gönlündeki yeri ayrı. Kaldırdığın kupalardaki sevinçleri ve o sol ayağın asla unutulmayacak. Bizlere yaşattıkların için sana sonsuz teşekkürler

 
İyi ki doğdun Hagi, iyi ki varsın...

 

Retro #3

Iulian Filipescu.  
Pek bilinmez ama iyi bir sağ bek denilebilir onun için. Onu hatırlatan en önemli özelliği ise agresif olması. Bu yüzden de her 3 maçtan 1inde kırmızı kart cezalısı. 7-8 yıl Rumen Milli Takımı'nda da oynadı şimdi hakkını vermek lâzım.


Bu arada forma tam parçalı değil. Keşke olsaydı...

4 Şubat 2012 Cumartesi

Katalanların gizli Mourinho aşkı...


Katalan kulübü Barcelona taraftarlarının Mourinho aşkı başlamış sanırsam. Öyle olacak ki bu aşk onları ele verdi.

Tüm şehri karıştıran adam

Carlos Tevez, Koskoca şehri yaktı bitirdi. Önce Manchester United'da büyük beklentilerle oynadı, karşılığını verdi; sonra Manchester City'de oynadı, karşılığını verdi.

Peki bu kadar mı? Hayır!

Manchester United'dan Manchester City'e geçerken sorun çıkarttı, takımı birbirine kattı. Şimdi de aynısını Manchester City'de yapıyor. Kısacası tam bir baş belası, sorun abidesi.

Peki sorunu neden Avrupa?  .....

Cevap verilemeyen sorulardan birisi. Belki cevabı olanlar vardır. Şahsen benim yok. Ama şunu biliyorum ki Avrupalı büyük kulüplerin oyuncusu değil. Güney Amerika'nın en büyük kulüplerinin ikisinde oynadı. Boca Juniors ve Corinthians. Fakat orda sorun çıkarmadı bilindiği kadarıyla. Avrupa'da West Ham United forması giyerken de bir vukuatı yoktu. Ama ne zaman sistem futbolu oynayan bir takıma geldi o zaman baş ağrıttı.

Klasik bir Güney Amerikalı işte. Sistem futboluna, düzenli antrenmana karşı. Verin topu ayağına oynasın misali. Ama şunu belirtmekte de fayda var. Paris Saint-Germen istiyormuş Tevez'i. Eğer büyük kulüp olmak istiyorlarsa yapmamalılar bence. Çok baş ağrtır bu Tevez.

Yazıma son noktayı koymadan önce Tevez'in şu sözlerini de göz önünde bulundurmak istiyorum:

"Futboldan çok sıkıldım artık, bana hiç zevk vermiyor."

3 Şubat 2012 Cuma

Siyah'a veto

Galatasaray'da yeni sezon formalarının lansmanı 17 Temmuz'da yapıldı. Galatasaray Lisesi'nde tanıtılan parçalı ve siyah formanın ardından sarı forma da 13 Ekim tarihinde satışa sunuldu.

Sarı-kırmızılı futbolcular, şu ana kadar oynadığı 23 maçta 14 kez klasik parçalı formayla sahaya çıkarken, 8 kez de sarı formayı terletti. 2007-2008 sezonundan sonra ilk kez storelarda yerini alan siyah forma ise sadece sarı-kırmızı renkleri taşıyan Kayserispor'a karşı giyildi.


Altın tepside şampiyonluk

Galatasaray'ın 2 haftada 5 puan kaybetmesi şüphesiz büyük bir kaygıya sebep oldu Çünkü Beşiktaş ve Fenerbahçe'de tam 5 puan gerimizdeydi. Büyük bir avantaj çok kısa sürede kaybedildi düşüncesi hakimdi fakat korkulan olmadı.

1 Şubat 2012 Çarşamba

!? Suya düştü hayallerimiz...

 Bütün hayallerimiz yalan oldu. TT Arena kapatılmayacakmış. İşte haber...




TOKİ Başkanı Karabel, Galatasaray için Ali Sami Yen Stadı'nın yerine inşa edilen Seyrantepe Stadında açılır-kapanır çatı sisteminin gündemden çıktığını söyledi.
Açılır-kapanır tavan sistemi mekanizmasının olası bir depremde bozulma riski bulunduğunu kaydeden Karabel, açılır-kapanır tavan için öngörülen maliyetin, kulüp yönetimi tarafından sonradan talep edilen ilave ince işlerde kullanıldığını belirtti. Karabel bununla birlikte ileride eğer GS Kulübü çatıyı kapatmak isteyebileceği düşüncesiyle çatının altyapısının buna göre dizayn edildiğini anlattı.

Eski sevgili...

  Bugünlerde bütün spor haberlerinde şu ibare dolaşır oldu: Necati Galatasaray'a dönüyor! İlginç doğrusu. Galatasaray'ın eski oyuncularından birisidir Necati. Adanaspor'la Galatasaray'a karşı da oynamıştı hani. İzlemiştim de.

Galatasaray'da oynamıştı derken bayağı oynadı, 10 numarayı da giydi. 10 numaranın hakkını verip vermediği tartışılabilir ama çok iyi bir golcüydü bana kalırsa. Belki o zamanlar bir takım sorunlar yaşanmasa gönderilmez, hâlâ bu takımda oynuyor olabilirdi. Açıkçası o kısmı fazla karıştırmamak gerekir. Ama şöyle de bir soru var: Neden tekrar Necati? Çünkü bilindik bir oyuncu. Bu camiadan içeri girmiş bir oyuncu. Şu an kris dönemindeyiz denilebilir forvet açısından. Sercan her ne kadar yetenekli olsa da Baros veya Elmander'in yedeği değil. Bir alternatif şarttı.

Tercih Necati'den yana kullanılacak gibi gözüküyor. Bence çok doğru olacaktır çünkü ara transferde dikkat gerekir. Takımı bozmayacak oyuncu gerekir. En önemlisi de iş şansa bırakılmaz. Bu yüzden Necati...

Bu arada Necati son anda bugünkü Galatasaray-Antalya MP maçının kadrosundan çıkartıldı. Belirtelimde biz

31 Ocak 2012 Salı

Tam Parçalı




Tam Parçalı diye bağırıyoruz uzun zamandır. Peki bu tam parçalı olayı nedir ne değildir. Bi arkadaşımız çizim olarak göstermiş ayrıntılı biçimde ben de yayınlamak istedim. Buyrun renkteşlar tam parçalı işte budur!



30 Ocak 2012 Pazartesi

MİY Taraftarı Tepkili, Zeki

mersinidmanyurdu.com'dan anlamlı giriş fotoğrafı! Dünkü maçta Fenerbahçe'nin golünde ofsayt olduğu hâlde golün verilmesi Mersin İdman Yurdu taraftarını böyle bir yönteme başvurmaya sevk etmiş olacak ki bunu yapmışlar. Vallahi bu tepki hoşuma gitmedi değil

Messi #2




Sabri
Messi oldu da haberimiz mi YOK!

29 Ocak 2012 Pazar

Messi #1


http://a2.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash4/423856_245991725476370_218464594895750_583963_2117023296_n.jpg



  Ceyhun 
Messi oldu da haberimiz mi YOK!









Formaa...




Futbol kulüpleri genelde toplumun en büyük cesaret kaynağı ve amaçlarına ulaşmadaki en büyük aracı olmuştur bugüne kadar. Örnek vermek gerekirse mesela Barcelona, Katalanların özgürlüğünü kazanması yolundaki en büyük simgesidir. Demek istediğim şu: Futbol kulüpleri sadece birer futbol kulübü değil, aynı zamanda temsil ettiği toplumun en önemli simgesidir.

Peki futbol kulüplerinin simgeleri nelerdir diye sorsam? Bayrak , arma ve forma.

O yüzdendir ki büyük kulüpler formalarına hep önem vermiştir.Real Madrid sade, tek renk formalarıyla tanınır. Ezelden beri öyle olmuştur. Tıpkı Galatasaray'ın parçalısı, Metin Oktay Forması gibi. Barcelona ise 110 yıl boyunca formaya reklam almayarak formanın asilliğini korumuştur.Bunlara daha sayısızca örnek verebiliriz. Ama bi de işin şu boyutu var: Görsel güzellik.

http://sporisdunyasi.files.wordpress.com/2011/05/marseille-away.jpghttp://img6.imageshack.us/img6/733/ugraeuulin2pqdl.jpgFormanın renk uyumu, alternatif desenlerin fazla ön plâna çıkmaması önemli hususlardır. Eğer bunlar taraftarın gözüne hoş gelmezse işler yolunda gitmeyebilir. Forma önemli bir unsurdur. Forman ne kadar güzelse ve hoş duruyorsa o kadar sevilirsin belki de.

http://cdn.sporx.com/img/3/2011/marsilya.jpgMisal ben: Chelsea FC'ye karşı bir türlü sempati duyamadım. Çünkü saks mavi denilen bi mavi tonu kullanıyorlar formalarında. Ki bu renk bana göre çok soğuk bi renk o yüzden bi sevemedim şu kulübü.

Ya aslında fazla uzatmadan söze girmek istiyorum artık. Forma önemlidir. Bu da tasarımını önemli kılar. Forma tasarımı gerçekten zor bir iştir. Kesinlikle forma tasarlamak modacıların işi olmamalı. Bırakın taraftar tasarlasın. Bildiğim kadarıyla Marsilya'nın formalarını kendi taraftarları tasarlıyor ve ortaya çok güzel görüntüler çıkıyor. Hem de adidas'ın klasik kalıplarının dışına çıkmış oluyorlar ki bu da ayrı bi özellik, ayrı bi güzelliktir. Formaya emsalsizlik yükler. Sağ tarafta en çok hoşuma giden Marsilya formalarını paylaştım bunların hepsi taraftar tasarımı yanılmıyorsam.

Lan! NBA'de Türkçe şarkı




NBA. Staples Center. Ayna'nın şarksısı eşliğinde... Gerçekten güzel görüntüler bunlar

2-0'dan Tavşan Yaptım...

İzmir. Soğuğu adamı öyle bir çarpar ki neye uğradığınızı şaşırırsınız. Ama bu yazıda soğuktan bahsetmeyeceğim. Dün akşam orda başka bişeyler oldu. Buca'da...

"Bucaspor-Tavşanlı Linyitspor"

Maç başlamadan önce favori Buca tabii ki. Rakibinin 2 puan önünde ve kendi sahasında. Buca kesin kazanır nidaları, kuponlar Buca'ya falan filan. Neyse maç başlıyor. Emre 14'te bi atıyor, yetmiyor 27'de bi tane daha sallıyor Linyit kalesine. 2-0. İlk yarı sonucu.

Neyse devre bitmiş diyorsunuz ki içinizden ulan Buca şimdi geriye yaslanır. Gol yemez belki bi tane daha atar ohhh kupon tutuyor be maşallah. Sonra 2. devre başlıyor. 7 dakika boyunca oyun tahmin ettiğiniz gibi sonrasında ne mi oluyor?
  -52. 57. 63 ve 65. dakikalarda gol geliyor. 13 dakikada 4 gol atıyor Tavşanlı.
Şok oluyorsun tabii önce. Neye uğradığını şaşırıp acı acı bakıyorsun kupona. Hassiktir  dercesine... Yeter mi? Yetmez! 3  tane daha atıyor konuk ekip. 2-7.

Sende alıyorsun kuponu, bir güzel tavşan yapıp...


Bu arada hatırlatalım günün diğer maçında da Boluspor Sakarya'yı 7-2 yendi

* * *

Burdan nereye varacağım... Demek istiyorum ki aslında çok zevkli maçlar ve çetin rakipler var Bank Asya'da. Hiç sıkılmazsın Fenev'im sen orada...

Retro #1


Tugay Kerimoğlu
8 Parça Forma. Yani tam parçalı. Yani METİN OKTAY FORMA. Siyah şort. Beyaz olsaymış daha bi orijinal olacakmış ama olsun bu da olmuş. Özleniyor be 8 Parça formalar

Yakadan kaybı var ama bunu bile özlemişiz

28 Ocak 2012 Cumartesi

Az ve Öz. Bursaspor Mağlubiyeti...


http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2012/01/28/fft99_mf1953286.Jpeg
Sabri sakatlıktan sonra bir türlü form tutturamadı
Maçın başından sonuna kadarki Galatasaray'ın girdiği toplam gol pozisyonu kadar Bursaspor'da futbolcu yok. Bursaspor'un pozisyon sayısı kadar da Galatasaray'da 40 yaş üstü futbolcu yok. Durum bu kadar komik anlayacağınız. Ama n'oldu maçta? Bursa bulduğu tek pozisyonu gol yaptı ve kazandı. Bu kadar da basitleştirdi aslında oyunu. Galatasaray? Zorlaştırdı, zora soktu. Sürekli kaçırdı.


Sercan? Son vuruş yapamayan daha doğrusu yapmayan forvet mi olur? Maç 1-0, gerideyiz. Sercan topla ceza sahasında çalış peşinde. Top zaten sağ ayağına gelmiş. 6pasın köşesindesin. Vur gitsin gol olsun be paşa. Yapma bunu kaçırma böyle.

Milan Baroš !?

Milan Baroš. Yokluğu zulüm gerçekten de. Yokluğunda 3 maça çıktık 1'er galibiyet, mağlubiyet ve beraberliğimiz var. Onsuz maç kazanamıyoruz, oyun zevk vermiyor. Son Bursa deplasmanı. Az önce bitti maç. Onun yerinde oynayan Sercan becerebildi mi? Hayır! Becerebilir mi? Bilemiyorum.

Dönüyormuş Baros Antalya MP maçına. Hadi bakalım hayırlısı... Bekliyoruz yeniden. Onsuz olmuyor.

27 Ocak 2012 Cuma

Yeni tema

Yeni temamız ile ilgili çalışmalarımız devam etmekte. Biraz sabırlı olarak çalışmalarımızı sürdüyoruz umarız tüm sorunlar en kısa sürede giderelecektir

Bir Galatasaray taraftarının şike hakkındaki yorumu



Ey Yıldırım Demirören ins bu satırlar sana ulaşır ve aklını basına toplarsın

1993 yılında son hafta da galatasaray ankaragücü nü 8-0 yenerek şampiyon olmustur nereye baksam galatasaray o maçta şike yapmıs laflarını ortaya atıyor birileri
yaptık evet, işte gerekçeleri/kanıtları:
8-0 şike olduğu için o maçta galatasaray'dan 5 yiyen zalad, beşiktaş'tan 6 yemiştir.
galatasaray şike yaptığı için ankaragücü-bjk maçında sakatım diye oynamayan sinan engin, galatasaray maçına ilk 11'de çıkmıştır.
1-0'ın bile yettiği bir ortamda galatasaray şike yapıp 8 atmıştır.
ligde sadece 1 galibiyeti olan, ligden düşen, ligin açık ara en kötü takımı konyaspor bile bu maçtan evvel ankaragücü'nü yenmiştir, çünkü galatasaray bu maçta da şike yapmıştır.
şike olduğu için bu takıma iki maçta beşiktaş 10 gol atarken galatasaray 11 gol atmıştır.
şike olduğu için karşıyaka'ya bile sahasında 5-0 yenilmiştir ankaragücü. sahasında amaçsız ve hedefsiz orta sıra takımı karşıyaka'ya 5-0 yenilebilen ankaragücü, ligin liderine 8-0 yenilemez çünkü şike vardır.
he aslanım. siz haklısınız. ne zaman birilerinin götü tutuşsa ilk hedef galatasaray oluyor. saldırın amına koyayım, saldırın ki gerçekleri suratınıza çarpalım birer birer. saldırın ki galatasaray'ın sizler gibi pislik olmadığını bol bol anlatma şansımız olsun.

Metin olduğu gibi kopyalanmıştır. Hiçbir değişiklik uygulanmamıştır. Metinde sansür uygulamamamızın sebebi ise ifade özgürlüğünü savunmamızdan kaynaklanmıştır. Eğer kırılan, üzülen kişi veya kuruluşlar varsa bizzat benimle iletişime geçip sorunlarını bildirebilirler. Saygılar

26 Ocak 2012 Perşembe

Hayır!

 Ünal Aysal : Oyumuz "HAYIR"

http://www.statik.anadoluhaber.net/haber/buyuk/haber_4da4546fd4a91.jpg
Konuşmalar başlıyor. İlk konuşmayı Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal yapıyor. Ünal Aysal bu önergeye hayır oyu vereceklerini söyledi. Aysal, genel kurulda yaptığı konuşmada, "maç oynanırken kural değiştirilemeyeceğini" daha önce de dile getirdiklerini belirterek, "7. maddede yapılmak istenen değişiklik önergesinde aslında 58. maddenin gizlenmiş değişiklik önergesi olduğu görülüyor. Maç oynanırken kuralın değiştirilemeyeceğini daha önce de söylemiştik. Bu önerge ise tam tersini getirmektedir" dedi.

Değişikliklerin yeni değişikliklerin de önünü açacağını dile getiren Ünal Aysal, "Biz sorunların bir an evvel çözülmesini bekliyoruz. TFF yönetim kurulu güven tazelemeli. Biz de onlara sorunların çözümü için imkan sağlamalıyız" diyerek sözlerini tamamladı.

23 Ocak 2012 Pazartesi

Xherdan Shaqiri


Süper Lig'in ilk yarısını lider olarak bitiren ve sezon sonunda şampiyonluğu kutlayarak Avrupa'da eski günlerine dönmek isteyen Galatasarayımız oldukça ses getirecek bir transfere imza attı. Özellikle son 2 yılda gösterdiği performans ile tüm Avrupa'nın dikkatlerini üzerine çeken Basel'in 1991 doğumlu ortasaha oyuncusu Xherdan Shaqiri artık Galatasaray forması altında mücadele edecek. Kosova asıllı olan genç oyuncu için İsviçre kulübüne 10 milyon euro bonservis bedeli ödenirken, genç oyuncuya yıllık 2 milyon euro ödenecek. Xherdan Shaqiri gösterdiği performans ile Avrupa'nın büyük takımlarının radarına girmekle kalmamış, takımını UEFA Şampiyonlar Ligi'nde bir üst tura taşımıştı.


10 Ekim 1991 tarihinde Arnavut kökenli bir ailenin ikinci oğlu olarak Kosova'nın Gnjilane kentinde dünyaya gelen Xherdan Shaqiri'nin hayatı oldukça ilginç ve dikkat çekici olarak tanımlanabilir. Müslüman bir bölge olan Gnjilane'de çocukluğu geçiren Shaqiri, ailesinin maddi durumları ve babasının iş bulma ümidiyle İsviçre'ye gitmesini sağlıyor. Ailesinin bir takım zorluklar yaşamadı ve işçi olarak İsviçre'ye yerleşmesi aslında genç oyuncunun kaderini değiştirdi. Shaqiri'nin her çocuk gibi futbol topuyla tanışması uzun sürmüyor ve genç yetenek 8 yaşından itibaren bölgesel ve amatör lig takımlarından birisi olan SV Augst takımının altyapısında forma giyiyor. Takvimler 2005 yılını gösterdiğinde Shaqiri, ülkede yapılan oyuncu taraması sonrasında ülkenin en köklü ve büyük takımlarından Basel altyapısına davet edildi. Ailesinin özel durumu nedeniyle İsviçre'ye göç etmek zorunda olan genç oyuncunun kaderinin yanı sıra ailesinin kaderi de ister istemez değişiyordu.

2005 yılında katıldığı Basel altyapısında dikkatleri üzerine çeken genç oyuncu bir süre sonra İsviçre vatandaşlığına geçirildi. Basel altyapısında çeşitli yaş ve kategorilerde forma giyen Xherdan Shaqiri'nin adını duyurması fazla uzun sürmedi. Kosova asıllı oyuncu 2007 yılında Nike'ın organizatörlüğünde yapılan U16 turnuvasında turnuvanın en iyi oyuncusu seçildi. Bu önemli başarının ardından bir çok takımın dikkatini çekmeyi başaran Xherdan Shaqiri kendisine gelen teklifleri redetti ve İsviçre'de kalmaya karar verdi. Xherdan Shaqiri 2007/8 sezonunun sonlarına doğru dönemin teknik direktörü Patrick Rahmen tarafından Basel U21 takımına davet edildi. Ligin 25 ve 26.haftasında ilk 11'de sahaya çıkan genç oyuncu sezon sonunda da İsviçre U17 milli takımına davet edildi. Avusturya ile oynanılan dostluk maçında ilk kez İsviçre milli takımının formasını giyen genç oyuncu bu karşılaşmadan da ilk 11'de sahaya çıktı ve 75.dakikada kenara geldi.

17 yaşında olmasına rağmen kendisinden yaklaşık 3-4 yaş büyük oyuncularla birlikte U21 takımda forma giymeye başlayan Kosova asıllı ortasaha oyuncusu Xherdan Shaqiri bir sonraki sezonda bordo-mavili takımın U21 takımında forma giydi. Patrick Rahmen'in çalıştırdığı Basel U21 takımında sık sık forma şansı bulan genç oyuncu 32 haftalık ligde 17 maçta forma şansı buldu. Bu karşılaşmaların 11'inde ilk 11'de sahaya çıkan genç oyuncu 7 karşılaşmanın tamamında 90 dakika forma şansı buldu. Xherdan Shaqiri forma giydiği bu karşılaşmalarda Basel U21 takımının hücumunda önemli bir rol üstlendi. Forma giydiği toplam 17 karşılaşmada 8 kez fileleri havalandıran Xherdan Shaqiri özellikle mücadeleci oyunu, istikrarlı yapısı ve savaşmaktan pes etmemesinin yanı sıra kendisinden büyüklere karşı oldukça başarılı oynaması ile dikkat çekti. 2008/9 sezonunda Basel U21 takımında gösterdiği performans sonrasında Kosovalı oyuncuya profesyonel sözleşme teklif edildi. 5 yıllık sözleşme imzalayan Shaqiri böylece kariyerinin ilk profesyonel kontratına da imza atmış oldu. Genç oyuncu ayrıca sezon sonunda U21 ve U19 milli takımlarına davet edildi. Kosova asıllı İsviçreli oyuncu kariyerinin ilk U21 maçında da Türkiye U21 karşısında deplasmanda sahaya çıktı. Shaqiri o maçın 7.dakikasında Stocker'ın golünde pay sahibi olmuştu. Genç oyuncunun kanattan içeriye ortasında takım arkadaşı Stocker kafayı vurmuş ve Volkan Babacan'ın koruduğu fileler havalanmıştı.

Gerek Basel U21, gerekse İsviçre U21 takımları ile başarılı bir sezon geçiren Xherdan Shaqiri'nin profesyonel sezonunda neler yapacağı merak konusuydu. 2009/10 sezonunda teknik direktör Thorsten Fink tarafından A takıma davet edilen genç oyuncu İsviçre Süper Ligi'nin ilk haftasında deplasmanda oynanılan St. Gallen maçında 62.dakikada Stocker'ın yerine oyuna girdi. Bu karşılaşma Xherdan Shaqiri'nin kariyerinin ilk maçı oldu. İsviçre temsilcisinde UEFA Avrupa Ligi öneleme turunda da forma giyen genç oyuncu kariyerinin ilk Avrupa Kupası tecrübesini yaşıyordu. 2009/10 futbol sezonu genç oyuncu adına oldukça önemliydi. Kariyerinin ilk profesyonel sezonunda 18 yaşında A takımda olan genç oyuncu sezon sonuna kadar 34 İsviçre Süper Ligi, 10 Avrupa Ligi, 5 İsviçre Kupası maçında sahaya çıktı. Shaqiri ayrıca bu dönem içerisinde 2 kez U21 Milli takımına, 3 kez de A Milli Takıma çağırıldı. Sezon sonunda süpriz bir şekilde Xherdan Shaqiri milli takımla birlikte 2010 Dünya Kupası için Güney Afrika'nın yolunu tuttu. Kariyerinin ilk profesyonel sezonunda ligde 4 gol, 5 asist yapan genç oyuncu dikkat çekerken Avrupa Ligi'nde de 2 gol, 1 asistlik performansa imzasını attı. Basel ile sezon sonunda İsviçre Kupası şampiyonluğunu yaşayan Shaqiri, final maçında attığı golle bu turnuvada da gol atmış oldu. Basel forması altında mücadele ettiği her organizasyonda en az 1 gol atan genç oyuncunun ismi ülke içerisinde konuşulmaya başlandı. Profesyonel olarak ilk sezonunda isminin karşısında Shaqiri'nin hiç alışık olmadığı bir rakam yazıyordu; 54 maç, 7 gol, 6 asist! Maç başı 54 dakika sahada kalmıştı genç oyuncu.. Shaqiri sezon sonunda takımıyla birlikte çifte kupa sevinci yaşadı.

Kariyerindeki ilk profesyonel sezonun ardından kendisinden beklentileri arttıran genç yetenek 2010/11 sezonuna damgasını vurdu. Genç oyuncu ayrıca Avrupa futbolunun en büyük arenası olan Şampiyonlar Ligi'ne de merhaba demiş oldu. Frei ve Zoura ikilisinin arkasında kanatta forma giyen Xherdan Shaqiri sezona oldukça iyi başladı. Şampiyonlar Ligi elemelerinde Debrecen'i karşısında ilk asistini yapan genç oyuncu, bir sonraki turda Sheriff takımını eleyen Basel'de dikkatleri çekti. 4 eleme maçında 1 gol, 2 asist gibi dikkat çekici bir performans sergileyen hücuma yönelik ortasaha oyuncusu takımını Şampiyonlar Ligi'nde gruplara taşıyan isimlerin başında geliyordu. İsviçre Süper Ligi'nde 29 maçta forma giyen ve bu karşılaşmaların 26'sında ilk 11'de sahaya çıkan Shaqiri bu karşılaşmalarda 5 gol, 5 asist ile hücuma ciddi katkı sağladı. Sezon sonunda şampiyonluk sevinci yaşayan Shaqiri, istatistiklerinden ziyade takımına saha içerisinde verdiği katkı ile adından söz ettirmeyi başardı. Genç oyuncu ligdeki istatistiklerinin yanı sıra Şampiyonlar Ligi'nde elemeler dahil 10 maçta forma giydi. Bu karşılaşmalarda da 2 gol, 3 asistlik performans gösteren ve dikkatleri üzerine çeken Kosovalı oyuncu takımının grupta 3.olarak UEFA Avrupa Ligi'ne katılmasını sağlayan faktörlerden birisi olarak gösterildi. Genç oyuncu Avrupa Ligi'nde 2.turda Spartak Moskova karşısında bir asist yapmasına karşın 77.dakikada kırmızı kartla oyundan atılarak takımını 10 kişi bıraktı. İsviçre'de oynanılan karşılaşmada gördüğü kırmızı kart Shaqiri'nin kariyerindeki ilk kırmızı kart olarak tarihe geçenler arasındaydı. Milli takımda da forma şansı bulmaya devam eden genç oyuncu, performansı ile dikkatleri üzerine çekerken yıl sonunda istikrarını sağlamayı sürdürdü. İsminin karşısında sezon sonunda 57 maç, 12 gol, 11 asist yazdırmayı başaran Xherdan Shaqiri sezon genelinde maç başı 73 dakika sahada kalmayı başardı. Genç oyuncu sergilediği bu performans sonrasında "Ligin en iyi genç oyuncusu" ödülüne layık görüldü. Shaqiri ayrıca sezon sonunda U21 Avrupa Şampiyonası'nda finale çıkan İsviçre'nin en büyük kozu olmayı başardı. Turnuvada tüm dikkatleri üzerine çeken ve şampiyon İspanya'ya karşı ayakta kalabilen tek isim olma özelliği taşıyan genç oyuncu ülkesinin bu büyük başarısında büyük pay sahibi olmayı başardı. Genç oyuncu turnuvanın en iyi isimlerinden birisi olurken, turnuvada 5 maçta 1 gol, 1 asistlik performansa imza attı. Rakamlar çok dikkat çekmeyebilir ama İsviçre'nin hücum gücü, maestrosu hiç kuşkusuz Basel'in genç yeteneğiydi. Kosova doğumlu genç oyuncunun adını artık Avrupa yavaş yavaş duymaya, hissetmeye başlamıştı. Önemli takımların radarında artık İsviçre'nin 20'lik yıldızı vardı.

2011/12 sezonunda geride kalan 6 ay sonrasında Shaqiri adını neredeyse tüm Avrupa'ya ezberletti. Basel forması altında İsviçre Süper Ligi'nde geride kalan 18 maç sonunda 4 gol, 2 asist performansına imza atan genç oyuncu adını tüm Avrupa'ya ezberletti. Grubun son maçında Manchester United karşısında 2 asist yapan Shaqiri, takımını bir üst tura taşırken İngiliz devini turnuvanın dışına itmeyi başarıyordu. Grupta forma giydiği 4 maçta 2 asist yapan genç oyuncu takımını Benfica, Galati ve Manchester Unt. ile birlikte yer aldığı C Grubu'ndan bir üst tura çıkartmayı başardı ve İsviçre ekibi son 16 takım arasına kaldı.  Shaqiri hemen hemen tüm Avrupa'da ilk yarısı tamamlanan sezonun ilk yarısında istatistik olarak hanesine 26 maçta 4 gol, 4 asistlik katkı yazdırabildi.

Ortasahada hücum bölgesinde hemen hemen her alanda forma giyen genç oyuncu Xherdan Shaqiri yazımızın başında da belirttiğimiz gibi Müslüman ve Kosova asıllı. Türk futboluna oldukça ilgi duyduğunu kendi ağzından dile getiren ve bir kaç kelime de olsa Türkçe konuşan genç oyuncu gelecek yıllarda Avrupa futboluna adını duyurabilecek isimlerin arasında yer alıyor. Genç yaşına rağmen bir çok Avrupa tecrübesi olan, mücadele gücü ve fizik gücü oldukça yüksek olan Shaqiri her iki ayağını da kullanabilmesine karşın ağırlıklı olarak sol ayağını tercih ediyor. Hücumda özellikle kanatlarda oldukça etkili olan genç oyuncu sürati, hızı ve çabukluğu konusunda savunmaya zor anlar yaşatıyor. Uzaktan etkili ve sert şutlarının yanı sıra, duran toplarda da oldukça etkili olan genç oyuncu tekniği ve oyun bilgisi ile takımı adına hücumda çok büyük bir tehlike olma özelliğini taşıyor. İsviçre'de yılın oyuncusu seçilen, İsviçre'nin Messi'si olarak nitelendirilen Xherdan Shaqiri aynı zamanda oldukça mütevazi bir kişiliğe sahip.

Ufak bir düzeltme ekleyelim. Bu yazımızı paylaştığımız zaman FCN BLOG transfere kesin gözüyle bakmaktaydı. Biz de öyle. FCN Blog'a saygım ve güvenim sonsuz olduğundan yazdım yazıyı ancak transfer işi yattı. Yine de kendisine başarılar diliyoruz.